loader image

Affetmek geçmişinizi değiştirmez ama geleceğinizi zenginleştirir.

Paul Boese

İnsanlar ilişkiler içinde doğarlar ve ilişkiler içinde gelişirler. Yaşanılan her ilişki içinde kişi kendini ifade etme imkânı bulur. Fakat ne var ki bazen ilişkiler yolunda gitmez, kırgınlıklar, kızgınlıklar, öfke ilişkinin içine dahil olur.
Affetmemek, ya da affedememek içinde birçok duyguyu barındıran bir eylemdir. Bu duygular kimi zaman insanların omuzlarında birikir, yormaya başlar. Bu yüklerden kişi kendini koruma umuduyla vazgeçemez.
Affedersem yapılan hatayı unuturum, bana yapılan cezasız kalmamalı, bana bir daha yanlış yapılmaması için karşımda ki kişiyi affedemem gibi bilişsel çarpıtmalar çoğu defa olumsuz duyguların içimize hapsolmasına neden olur.
İnsanlar olumsuz duyguları olumlu duygulara göre daha fazla hatırlama eğilimindedir. Hatanın verdiği öfke affedici olmadığımız zamanlarda daha keskin bir döngü içinde yer almamızı sağlar. Olumlu duyguları daha fazla görmezden gelmemize olumsuz duyguları ise daha yoğun yaşamamıza neden olur.
Oysa ki affetmek kişinin kendini özgürleştirmesi, affedememenin yükünü omuzlarından atmasını sağlar. Bana bunu nasıl yapar? Sorusunun içinde barındırdığı öfke, kızgınlık bunu bana yaptı ama onu affediyorum ile rahatlama ve stresten uzaklaşmaya neden olur.
İnsanların yaptıkları hatalara karşı toleranssız olan kişiler, kendileri hata yaptıklarında da kendilerini suçlama, süregiden bir pişmanlık eğiliminde olurlar. Oysa affetmeyi özümsemiş hata yapmanın insana mahsus olabileceğini, bunun bir felaket olmadığını içselleştiren bireyler hatalarından ders çıkarma konusunda daha fazla farkındalık sahibi olurlar.